Tweet |
ÖĞRETMENİZ.NET: Eğitimde yapılan reformlar ve yatırımlar gençlerimizi daha bilgili ve donanımlı yapması gerekirken maalesef daha saygısız ve tembel haline getirdiler. Çünkü eğitimimizdeki mantık, öğrenciyi öğretemene karşı koruma ve kollama mantığı üzerine inşa edilmişti. Öğrencilerin öğretmenler tarafından ezileceği ve baskı göreceği mantığı geçmiş dönemlerde öğretmenlerden baskı görüp bunun travmasını yaşayan yöneticilerimizin hala bu travmayı atlatmayıp bu sefer öğrenci merkezli bir yaklaşım inşa etmelerinin bir sonucudur.
Onlara göre öğrenciyi korumak için öğretmenlerin elinden tüm yetkiyi almaları gerekmektedir.
Bugün gelinen nokta öğretmenlerin; öğrenci, veli ve idare baskısı altında eğitim vermeye çalıştığıdır. Tabi ki bu şartlarda da eğitim verilmez, herkes kendisine dayatılan süreyi kazasız belasız ve medyaya manşet olmadan atlatmanın telaşındadır. Bu şartlarda hiçbir okulumuzda eğitim yapılamayacağı gibi liseyi bitiren gençlerin bilgi namına hiçbir şey öğrenemedikleri durum yaşanmaktadır.
Yazık ülkenin kaynağına bu şekilde boşu boşuna harcanmasına
Yazık ülkenin öğretmenlerine... öğrencisinden korkan ve en ufak bir sözünden dolayı cimer'e şikayet edilen...
Devletin acilen bu yanlıştan ve yanlış eğitim sisteminden dönmesi gerekir. Öğretmene tekrar eski itibarı verilmelidir. Öğrenci ve veli öğretemene saygısızlık yapamamalıdır. İdare, veli ve cimer korsundan öğretmene baskı uygulamamalıdır. Okulda öğretmen ve idare kararları vermeli, disiplin sağlanmalı ve uymayan öğrencilere yaptırım uygulanmalı ve gerekirse okulla ilişkileri de kesilmelidir.
Öğretmene itibarının kazandırılması demek, ilmin gelişmesi ve aydınlık nesillerin yetişmesi demektir.
Bunun için öncelikle zorunlu eğitim sürecindeki lisenin zorunlu okutulması kararından vaz geçilmelidir. Lise eğitimi, üniversiyi düşünenler için olmalı ve liseye girmek için de sınav olmalıdır. Sınavı geçemeyen bu haktan mahrum kalmalıdır. Hatta Meslek liselerine bile sınav zorunluluğu getirilmeli burada okumak isteyen de belli bir hedefi olan insanlardan seçilmelidir. Kazanamayanlar da hayatlarına başka şekilde devam etmelidir.
Böylece okullarımız, şımarık öğrencilerinden ve zorla okula gönderilen şahsiyetlerden kurtulmuş olur.
Dünyanın hiçbir yerinde okumak istemeyene zorla eğitim verilmez. En azından eğitimde gözü olmayanlar bir an önce hayata atılarak kendilerine bir meslek öğrenmiş olurlar.