Bugun...


Fehmi DEMİRBAĞ

facebook-paylas
GENÇLER ÜZERİNDE TİYATRO SANATININ ÖNEMİ OKULLARDA TİYATRO İLE EĞİTİM
Tarih: 21-10-2024 13:10:00 Güncelleme: 21-10-2024 13:10:00


Bizim mahalle günümüzün kültür ve sanat anlayış ve faaliyetlerinden uzak kalmıştır kendince gerekçelerle. Bunda kendini koruma ve mevcut içeriklerin kendi inancına olan saldırgan durumlarından korunma güdüsünden kaynaklandığı refleksi hesaplanılırsa anlayışla karşılanılacak bir durumdur. 

Ancak sanat uzak durunulacak bir durum değildir.
Sinema da böyledir, tiyatro da...Hatta müzik de, resim de...
Suflileşmemiş, eyyamileşmemiş içeriklerle aksine önemli bir irşad ve tebliğ aracıdır da...

İster Ege kıyılarının dağlara yaslanmış yirmi, yirmibeş bin kişilik antik tiyatro yapıları, ister Orta Çağ’ın ilkel, arabalı sahneleri, ister Rönesans’ın görkemli gösterilerinin verildiği anıtsal yapılar, ister Orta Oyunu’nun bir halatla seyirciden ayrılmış toprak sahnesi, ister çağımızın durmadan geliştirilen inerli çıkarlı, kayarlı, dönerli üstün tekniğe dayalı sahneleri olsun, bunların tümü de, binlerce yıldan bu yana insanoğluna anlatılmaz hazlar ve coşkular vermişlerdir. 

  İnsanı insana insanla anlatan, müzik, dans gibi bir çok disiplini içinde barındıran kompleks bir sanat dalıdır tiyatro. Tarihin ilk çağlarından beri var olan tiyatro, bireyin dolayısıyla da toplumun gelişimi ve değişimi için olmazsa olmazdır. Tiyatrosuna gereken önemi veren, onu geliştiren ve ülkenin her yerine yayan toplumlara baktığımızda, uygarlığın ve gelişmişliğin yüksek olduğunu görürüz. Değişen ve sürekli yenilenen dünyayı takip ederek, bu kriterlere göre oyunlar sahneleyen ve bireyleri tiyatroyla buluşturan ülkelerde, suç oranlarının daha düşük, kişilerin birbirine saygılı, huzur ve refahın daha üst seviyede olduğunu görürüz. Çünkü Tiyatro insanı uyarır, kendisini, toplumu ve çevresinde yaşananları sorgulatarak kişinin çok sesli düşünmesini sağlar. Bireye dürüstlüğü, doğruyu, hakkı, hukuku, adaleti, barışı ve buna benzer birçok erdemli olguyu empoze ederek, dünyayı daha yaşanabilir kılar. Geçmişe, geleceğe, olaylara, kısacası hayata farklı bir pencereden bakmamızı sağlar. Ayrıca insanın ruhunu ve hayatını estetize eder.

Tiyatro denilen bu olguya her insan farklı tepkiler göstermiş, değişik düşünsel ve duygusal hazlar duymuş, ama ortak bir deneyim yaşamıştır. Böylece, birbirinden değişik insanlar, hazzı, coşkuyu, düşünceyi paylaşmanın o çoğu kez fark edilmeyen sevincini yaşamışlardır. Tiyatro, birbirinden farklı insanların, değişik algılamalarla, sonuçta aynı doğruya yöneldikleri sanatsal bir değişim yeridir. Çünkü tiyatrodan alınan haz yalnızca eğlenceden değil, aynı zamanda düşünme yetisinden gelen bir şeydir.

Orta öğretimde tiyatronun çeşitli yararları vardır. Bir yandan düşünsel, öte yandan estetik açıdan gelişme sağlayabilen tiyatro, başka yoldan da öğrencinin kişiliğini sağlam temeller üzerine kurmasında yardımcı olur. Öğrenci, gerek seyirci, gerekse uygulayıcı olarak insanı ve onun varoluşunu anlamaya yarayan tiyatro hazzını yaşarken, aynı zamanda kendi kişiliğini geliştirmekte hızlı adımlar atmaya başlar. 
Okulda tiyatro, katılanlara düşünerek yorumlamayı ve dayanışmayı öğretirken, toplum yaşamı için gerekli olan sorumluluk duygusunu aşılar. Bu kadarla kalmaz, öğrenciye ilerdeki yaşamına ilişkin gerekli becerileri sağlar: örneğin, dil kaygısını, doğru ve güzel konuşmanın önemini öğretir; ona topluluk içinde rahatça hareket etmenin ölçüsünü verir; orta öğretim çağındaki gençlerin ergenlik dengesizliklerini, ölçüsüzlüklerini denetim altına alır, sağlıklı ve doğal olanı gösterir; onu çeşitli nedenlerle edinmiş olduğu komplekslerden, sınırlamalardan arındırır. Ayrıca, öğrencinin çeşitli sanat dallarıyla ilgilenmesini sağladığından, onun estetik algılama yeteneğini geliştirir.

Orta öğretimdeki tiyatronun işlevi burada da bitmez: toplumun üyeleri olarak onlara özeni aşılar, kamu bilinci sağlar, sorunlar üzerinde düşünmelerini öğretir, yargılama yetilerini geliştirir, adalet duygusu aşılar; öğrencilere, sanatsal yaratının geliştirici, değiştirici, esnekleştirici niteliklerini kazandırır ve en önemlisi, onlara insanı daha yakından tanıtır.

Orta öğretimde tiyatro çalışmalarının toplum için yararlı olan yanı, yurt yüzeyinde birikimci ve yaratıcı kültür yaşamını var etmedeki nitelikleridir; çünkü tiyatro, toplumun ortak komplekslerine saldırır, toplumun ruh sağlığına etkin olarak sağlıklı ve doğru olanı gösterir; ulusal kimliği pekiştirir, toplumu bilinçlendirir, sorunlara nesnel gözle bakılmasını sağlar. Ayrıca, düşünme erkini ve özgürlüğünü öğretirken, toplumun ilerlemesindeki süreyi kısaltmada yardımcı olur; toplumsal duyarlığı arttırır, toplumu ortak bir estetik düzeye çıkartmada önemli rol oynar. Bunlardan başka, tiyatro, birey toplum ilişkilerinin kökenine iner ve toplumun kültür birikimini yansıttığı oranda, bu birikimin zenginleşmesine aracı olur.

Yarının büyükleri ve yöneticileri olacak bugünün öğrencilerine tiyatronun eğitsel ve ruhsal açıdan büyük yararları olduğu bir gerçektir. 
Tiyatro uygar ve gelişmiş ülkelerin okul izlencelerinde baş köşeyi almıştır.

Bir kültür tarihçisinin dediği gibi, “tiyatro bir insan bilimidir.” Çocuklarımıza yarının vatanını geliştirecek birimler olarak yetiştirmek istiyorsak, onları ilkokuldan başlayarak, bilgili öğretmenler elinde, tiyatronun yenileştirici, bilinçlendirici ve geliştirici uygulamaları içine sokmalıyız.

Okulların ders izlencelerinde tiyatro nasıl yer almalıdır? 
Bu, edebiyat derslerinde birkaç yazarın adını öğretmek gibi donuk bir biçimde değil, öğrencileri tiyatro uygulamalarının içine sokarak, onları topluca çalışmanın hazzına vardırarak gerçekleştirilmelidir. Gençler drama ve oyunla kendi kendilerini ifade etmelidirler. Bunun için de, önce, konuya yakın öğretmenlerin tiyatro pedagojisini öğrenmeleri ve tiyatro sanatı üzerinde bilgilendirilmeleri gereklidir. Başlangıçta, öğretmenliği de yapabilecek tiyatro sanatçılarından yararlanılabilir. Ancak bundan daha iyisi, üniversitelerimizin tiyatro bölümlerinde eğitim görüp buradan mezun olan kişilere tiyatro öğretmenliği kadrolarının açılmasını sağlamaktır.

Okulun amacı gençlerin kafasını eğitmekse, tiyatronun amacı o gençlerin yüreğini eğitmektir. Orta öğretimde tiyatronun işlevi, tiyatro sanatçısı yetiştirmek değil, değişik mesleklerdeki yarının insanlarına mesleklerinde yaratıcı olmalarını sağlamak, dolayısıyla toplumun kültürel ve ruhsal açıdan zenginleşmesi için katkıda bulunmaktır. 
Tiyatro yoluyla çocuklarımıza, gençlerimize, bu dünyayı ve insanları tüm karmaşaları, çelişkileri, güzellikleri, çirkinlikleri içinde göstermek, onları yarının dünyasını kavramalarında hazırlıklı olmalarını sağlamak, orta öğretimin temel ilkelerinden biri olmalıdır.

  İyi bir tiyatro izleyicisi olmanın yanı sıra, küçük yaşlardan itibaren tiyatro eğitimi almanın da önemi büyüktür. Bu eğitimi alan bireyler, tiyatro oyunculuğunu meslek olarak yapmasalar bile kazanımları düşünüldüğünde gerekliliği tartışılamayacak kadar açıktır. Bir tiyatro oyununda, sizi izleyen gözler önünde değil rol yapmak, en hakim olduğunuz konu hakkında bile konuşmak kolay değildir. Doğru bir duruş, heyecan kontrolü, ayakları yere sağlam basan bir beden, etkili ve doğru bir ses kullanımı, anlaşılır bir konuşma, yerinde ve ölçüsünde kullanılan mimik ve jestler, doğru tonlama ve vurgular gerektirir. İşte bu noktada tiyatro eğitiminin kişi üzerindeki etkisi çok büyüktür. Çünkü tiyatro eğitimi bireye doğru nefes almayı, kelimeleri doğru telaffuz etmeyi, anlatılmak isteneni doğru mimik, jest, vurgu ve tonlamalarla aktarmayı, duyguları harekete geçirmeyi öğretir. Takım çalışmasının önemi, konsantrasyon, zamanı doğru kullanma gibi hayatımızı her alanda olumlu olarak etkileyecek  ve katkı koyacak kavramları  bireye kazandırır. Öncelikle hiç tanımadığı İnsanlarla bir araya gelerek bu eğitime başlayan kişilerin sosyal yönü gelişir, doğaçlamalar ve çeşitli egzersizlerle, çekingenlik duygusu kırılarak, özgüven gelişimi sağlanır. Kişiye verilen rolün ezberi ve diğer görevlerle öğrencinin sorumluluk duygusu gelişir. Oyun sırasında sesini salondaki izleyicilerin tamamına duyurmak zorunda olan ve ağzından çıkan kelimeleri anlaşılır kılmak isteyen öğrenci çeşitli çalışmalar yapar. Dolayısıyla öğrencinin ses kullanımına olan hâkimiyeti ile anlaşılır olmak adına diksiyonu gelişir. Kuliste sessiz bir şekilde sahneye çıkma sırasını bekleyen veya seyirci koltuğunda arkadaşlarını izlerken sessiz olması gerektiğini öğrenen bireyin empati yeteneği ile kişilere olan saygısı gelişir. Kelimelere rolü gereği ruh veya hayat vermek zorunda olan öğrenci, yapılan çalışmalardan belli bir süre sonra daha etkili konuşmaya başlar. Çeşitli rollere hayat vererek mimik ve jestlerini etkili kullanmaya başlayan öğrencinin, anlatımı zenginleşir ve zaman içerisinde kendisini daha iyi İfade etmeye başlar. Ezberini, sahne üzerindeki trafiğini, sahneye giriş çıkış zamanlarını oyun boyu düşünmek zorunda olan öğrencinin konsantrasyonu gelişir ve odaklanma kabiliyeti artar. Sonuç olarak tiyatro eğitiminin bireye katkıları yadsınamayacak kadar çoktur.

Fehmi DEMİRBAĞ



Bu yazı 207 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI