Yani gençlerimiz devletin bir milyon öğretmeni işe alamayacağını bile bile neden hala eğitim ile ilgili okulları okuyorlar?
Bu atanamayan öğretmenler, devletin bir milyon kişiyi atayamayacağını neden düşünmüyorlar ve buna yönelik alternatiflere bakmıyorlar?
Her öğretmen alımı döneminde bu atanamayan öğretmen söylemini işitiyorum... burada devlet bin suçluysa gençler de yüz suçludur. Ayrıca devlet öğretmen okullarını okuyan hiç bir kimseye iş garantisi vermiyor yani öğretmen yapacağı garantisi vermiyor ama onları boş bir ümitle oyalaması da aldatma olup devlete yakışmaz. Gerçekleri görmeli, göstermeli ve insanların yıllarını boş bir hayal ile heba etmemeleri için alternatif sunmalıdır. Sonunda gençler bilgisiz, aileler cahil... ama geleceğimizi tehlikeye atacak lüksümüz yok...
Devlet, onları öğretmen yapamayacak o halde yıllarca KPSS sınavlarında dirsek çürütmek ve evde vakit geçirmek yerine neden alternatif iş alanlarına yönelmezler?
Yani ücretli öğretmenlik gibi çağdaş köleliği kabul etmek yerine hayatlarının kontrolünü ellerine almazlar. Bırakın da ücretli öğretmenliği öğretmenliği hobi olarak yapan evli ve ev geçindirme sorunu olmayan bayanlar yapsın ama erkekler ve geçim derdi olan bayanlar gerçekten hayatlarını sürdürecekleri iş alanlarına yönelsinler....
KPSS kurslarında zaman harcayacaklarına meslek edindirme kurslarına katılsınlar, olmadı iş olanağı olan iki yıllık meslek yüksek okullarını bitirip nitelikli insan olup iş hayatına atılsınlar veya kendi işlerini kursunlar.
Mesela hiç bir şey yapamazlarsa bir tır ehliyeti alıp uluslararası tırcılık yapsınlar ya da on kişi bir araya gelip bir tır satın alsınlar. O tır bir kaç yılda kendisini amorti eder.
Bazı öğretmen ardaşlarımız bir araya gelip bir arazi almış işletmişlerdi. Bana dedikleri, bunca yıl boşuna uğraşmışız... Yani tarıma da yönelebilirler...
Bir milyondan fazla öğretmenlik için bekleyen genç kitleyi bir şekilde ekonomiye kazandırmamız gerekmektedir. Bu gençlerin hepsini öğretmen olarak alamıyorsak farklı şekilde değerlendirmeliyiz. Bunu gençlere ya aileleri söyleyecek ya da devlet söyleyecektir.
Ben MEB'e öğretmenlik başvurusunda bulunup da alınamayan gençlerle görüşüp onları rehabilite edecek programlar üretmelerini öneriyorum.... Zaten MEB, üniversitelerin verdiği eğitimi beğenmeyip iki yıl da kendisi eğitmek istiyor o halde bu gençleri atıl duran ya da ihtiyaç olan alanlara yönelik yetiştirmek veya meslek edindirmek rehberlik yapmak gerekir ki yıllarını boşu boşuna devlet kapısında iş beklemekle geçirmesinler. Bugün bir milyon kişi bekliyorsa iki yıl sonra bu rakam iki milyona çıkacak ve bu da ciddi bir toplumsal kaosa da yol açacaktır.
Tabi ki en önemli eylemlerden birisi de ihtiyaç fazlası eğitim fakülteleri, fen edebiyat fakülteleri vb... lerini ya kapatmak veya kontejanlarını düşürmek gerekir ki hiç bir gencin ümetleri, geleceği çalınmasın. Üniversitelerde ücretsiz eğitim verip sonra BİM'e kasiyer yapmak ne derece hakkaniyetli... hem gençlerin zaman ve ümitleri ve hem de halkımızın ödediği vergiler boşu boşuna gitmektedir...
Acilen bu durumları çözecek bir komisyon kurulmalıdır. Tabi ki ben Mille Eğitim önünde bekleyenleri söyledim. Bunun Diyanet önünde bekleyenleri, mühendisler, avukatlar, ziraat mühendisleri veterinerleri daha saymadım... Acilen eğitimli genç nüfusu istihdama kazandıracak projeler geliştirilmelidir.
İbrahim Halil ER