Bugun...


Yüksel YENİ

facebook-paylas
Schooling Öğretim -1- YANİ; “WOLOLO”
Tarih: 11-11-2023 10:11:00 Güncelleme: 11-11-2023 10:11:00


Modern paradigma ile örgütlenen öğrenim kurum egemen bir mantalite ile yürütüldü. Kitle üretimi anlayışı ile mamul üretmek gibi kitle şartlandırma şeklinde kendi modern insanı üretti.

Modern öncesi; Talebe- Muallim şeklinde insan-insan ilişkisi ile bilgi transfer edilirken hür iradesi ile talebe talep ettiği bilgiye vukufiyetine inandığı muallimden o bilgiyi okuma ve dinleme yolu ile edinirdi. Muallim ölçme değerlendirmeyi yapar ve kendisinin vakıf olduğu bilgiye talebesinin de vakıf olduğunu verdiği icazet belgesi ile tescillerdi. Sınıf atlama değil kitap bitirme şeklinde bir ilim edinme süreci işletilirdi. Akredite olmuş kitaplar vardı herkes kendi dilinde o kitabı okurdu. Farklı lisanlar ile aynı değerler ortak kimlik olurdu. Falan okuldan diploma almış yerine filan hocadan ders almış filan kitabı bitirmiş olmak toplumsal olarak o kişinin hangi düzeyde bir bilgi seviyesinde olduğunu kavramak için yeterliydi. Bilgi yazı ile not edilmek yerine ezberle hafızaya nakşedilirdi. Ezber; ezberlenecek çap ve kalitede de ki kitapların hak ettiği bir ilimi muhafaza usulüydü. Kitap bir yazılımdı. Fikirler Ders halkalarına girip her kelimesine kadar sorgulanıp nihai şekli alınca kitap olurdu. Kitap; yazılı laklak değildi.

Okuma egemen tedrisat anlayışında ağızdan kulağa ses aracılığı ile söz transfer edilir. Jest ve mimik hareketleri ile göz bu sözü destekler, vurgulama ve hitap sanatları ile de ruha hitap edilerek hatibin sözünün muhatap tarafından anlaşılması esasına dayanan bir modelleme ile bilgi transferi yapılırdı. Ezberle hafızaya kaydedilen bilgidir.  Yazıyla deftere not edilen müsveddedir.

Modernizmle; illuminatif örgütlerin Gizemli Kolej (Invisible College) kurgusu ilk bilim adamı denen son müneccimlerin hiçbir ders halkasına girmemiş, hiçbir münazara sürecinden geçmemiş tezlerini yazıya aktarıp matbaada tab edip kitle bilgilendirme anlayışıyla öğreneceksin diye körpe dimağlara dayatıcı bir öğrenim modellendi. Bu tezlere itirazlar, redler dahi bir soy kırıma tabi tutulup kaba hoyrat bir dille aşağılanarak, toplumdan kaçırıldı. Gerici, yobaz, çağdışı, bilim karşıtı gibi aşağılanmalar dışında o yerilenlerin, eleştirenlerin fikrine ulaşma şansımız dahi yok edildi. Modernizmin kutsadıkları dışındaki fikirler nedir? Kimse bilmez bildiğimiz tek şey bilimperestlerin onlara küfürleri, hakaretleridir.

Modernite okuma yerine yazmayı ezber yerine not almayı esas aldı. İnsan ömründe okumaya göre çok az bir zaman ayırdığı yazı, motor becerisi olmayan motor gelişimini tamamlamamış çocuklara dahi dayatıldı. Okuma bilmeyen yazarlar türedi. Manipülatif iletiler, Subliminal mesajlar, ispatı imkansız teoremler, çocuk aldatırcasına sığ ispatlar bilgi oldu. Kıt imkânlarla yapılan Deney, sübjektif gözlem, ideolojik hipotez, dogmatik teorem doğruyu saptamada mutlak ölçüt ilan edildi.

Modern öncesi Maarif Sistemi sayesinde yazma bilmediği halde okuma bilen dinleme bilen ve herkesçe bilgili kabul edilen şahsiyetler sırf yazma bilmiyor diye modernle birlikte cahil ilan edildi. Hafız-ı Kuran, Erbab-ı Meslek olana dahi cahil dendi.

Modern öncesi yazıya yüklenen mana ve mefhum bu gün bizim anladığımız şey değil. Yazı bir sanattır. Kitaptır. Kitabedir. Ketebedir. Kitap Arapça “كتب” (QTB) kök fiilinden karşılıklılık (Fİ’AL) vezniyle türetilmiştir. Karşılığı olan, karşılıklı olarak Kaydetmek, raptetmek, kodlamak anlamına gelir. Birinin birine kanaatini yazıya aktararak anlattığı MEKTUP değildir.  Kitap denen şey birinin laklağını yazıya aktarması hiç değildir. Kayda değer şeylerin tescili, kayıt altına alınışıdır. Bir yazılım ciddiyetinde fikirlerin kodlanışıdır. “Yazıt” “Yazışma” yahut “Yazılım” dediğimiz şeydir. Bu anlamı ile yazma işi bir sanattır. Meslektir. Noter, Ressam gibi Kâtip’te, Hattat da sanatçıdır. Yazma işi yapacaklar özel bir ihtisas eğitimi alır. Bu gün yazılımcı olmayan bilgisayar kurduna cahildir demek ne ise o gün yazı yazmayana cahildi demek aynı şeydir. Cami, Medrese, Tekke, Tezgâh ile her mahalle her köye kadar ulaşmış bir talim-terbiye modeli vardı. Okuyan ders alır, okutan ders verirdi, tedrisat yapılırdı. Çırak aydınlanmak isterdi usta sanatıyla aydınlatır. İnsan ve eşya Terbiye olur. Mesleki, sanai, sinai birikim transfer edilirdi. Çatır çatır Kuran okuyan kurrâ, her hafta camilere dolup vaaz dinleyen cemaat, insan okur, olay, olgu, oluşum okur. Evreni okurdu. Eşyayı okurdu. Maziyi, hali, atiyi okurdu. Zamanı okurdu. Dahası külliye inşa edecek hendese ilmine vakıf olan usta, özgün sanat esri camiler, hanlar, hamamlar, haneler inşa ederdi. Bu gün kâğıda çizmiyor 3D yazılımla proje hazırlıyor diye mimarları, mühendisleri cahil ilan etmek neyse o gün yazmaya ilgi duymayan insanlara da cahil demek aynı şeydir.

                Bu kısa girizgâhtan sonra Schooling hakkında ki meramımı yazarak değil okuyarak, dinleyerek, izleyerek aktarmak istiyorum. Biraz şiir, destan, roman ve filimden hatta bir strateji oyunu yazılımından bahsedeceğim.

İlki Bir Mankurdun Sorgusu olan benim kendimle kavgamı içeren her bir kıtası 140 karakteri aşmayan online bir NAAT şeklindeki şiirim, ardından Modern Mankurtlaştırma Seanslarının nasıl yürütüldüğünü Age of Empires adlı bir strateji oyunu üzerinden benzeştireceğim. Uyanmayan Mankurd temalı Manas Destanı menşe’li Rahmetli Kırgız asıllı Türk yazar Cengiz Aytmatov’un “Gün Olur Asra Bedel” adlı romanı kapsamında Mankurt, Kökserek, Közkamanlar kavramlarına dikkat çekip, sonrasında Uyanan Mankurt temalı Rahmetli Cüneyt Arkın’ın başrolde oynadığı Battal Gazi’nın İntikamı filmine değineceğim. Son olarak ta Schooling The World adlı bir belgesel ile dünyada yürütülen okullaşma çalışmalarının amacı ve sonuçlarını yazmaktan ziyade okuyucular ile birlikte okuyalım, izleyelim, dinleyelim istiyorum. Çünkü okumak tilavet değildir. Kıraattir. Rabbani ilk emirdir. Okumak; Canımıza okuyanların ciğerini okuyup, ruhlarına Fatiha okumak için meydan okumaktır.

BİR MANKURDUN SORGUSU

1434 yılı Recep Ayında (Miladi May/ 2013) ilk kez Umre’ye gitmiştim. Kâbe’yi tavaf için herkeste bir coşku bir heyecan benim çocuklar dahi uçuyor adeta ama bende bir tık yok. İkinci gün Yatsı namazı kafile olarak Kâbe önünde kılıp tavaf edilecek. Gitmedim. Kafile namazı kıldı geldi, istirahata çekildi. Ben kafileden ayrı Kâbe’ye gittim. Hindistan, Pakistan, Endonezya, Malezya, Yemen, Etopya her renkten her coğrafyadan insanlar aynı coşku ile Kâbe etrafında dönüyor. Ben de ise hala aynı duyarsızlık. Geçip Kâbe karşısına oturdum tavafa gelenleri izledim. Ve o haleti ruhiye içerisinde telefonu alıp sosyal medyadan dünyamı yansıtacak şekilde duygularımı NAAT adı ile uzun ileti zinciri şeklinde paylaştım. Kendi adıma bir mankurdun uyanışını aksettiren “NAAT-1- ARINIŞ (Yok Olasıya)” şiiri ile formel schooling öğretim dışında informel evde eğitim ‘e dikkat çeken farklı bir maarif modelini mukayese edelim isterim.

MONK WOLOLO’LARI (Keşiş Tılsımı) VE MANKURTLAŞMA SEANSLARI

                1997 yapımı Age of Empires adlı bir oyun vardı. O oyunda elinde eğiri bir asası ile dolaşan Monk (Keşiş) karakteri vardı. Bu keşişlerin görevi karşıda yer alan insanları wololo sözleri eşliğine üfürükleriyle büyüleyip tılsımlar, kendi tarafına çekerdi. Monk’ların wololo’ları bana hep schooling öğretimi hatırlatır. Tüm dünyada okullarda birbirinin aynı olan müfredata müşabih wololo’larla insanlık efsunlanıp modernitenin büyüsüne kapıldı.  Başkalaştı. Tektipleşti. Alafrangalaştı. Modernleşti. “Sosyete”,”Asortik”, “Tanko” oldu.

MANKURT UYANMAZSA ANA KATİLİ OLUR

Mankurt; asimile olup güdülen gafildir. Kökserek; Bizden olmayıp bizden görünen sinsidir. Közkamanlar; Bizdenken başkalaşıp bize saldıran haindir.

Düşmanların yok etmektense kafasını kazıyıp, değişik işkence ve taktiklerle güdebilmek için, hafızasını silerek akletme melekesini elinden alıp kendi isteklerine sorgusuz tabi etme çalışmalarına mankurtlaştırma,  öz yurduna, öz benliğine, öz kimliğine, öz değerlerine yabancılaşmış, başkalaşarak asimile olmuş, kim olduğunu unutmuş kimliksizleştirilmiş mankafa bir kişi yahut kişilere mankurt denir. Ruhen ve bedenen geçmişinden kopmuş, onu kendinden görenlerden ayrışıp kendisine efendilik edenlerle aynileşmiş, kasıtla değil farkında olmadan kök kültüründen koparılmış… Mankurt; Con Con’ların (Juan Juanlar) uşağıdır.

Mankurtlaştırma Çin Asimilasyon taktiğidir. Rum Asimilasyon taktiği Çin’den farklıdır. Rumlar Çinler gibi kafa derisini kazımaz kafanın içini kazır. Çin- Çan -Çonlar işkence ile asimile eder, Rum Cönler, Coniler ise tetikçiliğe teşvikle, tetikçiyi taltifle asimile eder.

Con Conlar’ın (Juan Junalar) nasıl uşaklaştırdıklarını tasvir eden Rahmetli Kırgız asıllı Türk yazar Cengiz Aytmatov’un “Gün Olur Asra Bedel” adıyla Türkçeye çevrilen romanı ile mankurt, sosyo-politik bir kavram olarak dünya dillerine girdi.

Batıda Conilerin dün Jöntürkleştirdikleri, bu gün ise Jönkürtleştirdikleri yani modernleştirdikleri, alafrangalaştırdıkları ile Doğuda ki Con Conlar’ın mankurtlaştırdıkları aslında farklı şey değildir. Conilerin Jönleri ile Con conların Mankurdu aynıdır. Mankurt efendisinin talimatı ile anasına saldırır. Jönkürt ve Jöntürkte efendilerinin eziklemesi ile gaza getirmesiyle anasının değerlerine saldırır. Ata değerleri ile işgalci tetikçisi olarak kavgaya tutuşur. Zira zihni işgalcisi tarafından inşa edilmiş, kendisi olmaktan çıkmıştır. Hain değil, haince planlara alet olmuş gafildir. Mankafadır.

Alaturka Medeniyet Havzasında asimilasyona karşı toplumsal duyarlılığı canlı tutan destan, şiir, hikâye, roman ve film olarak dillerle destan olmuş nesilden nesile aktarılmış Mankurt, Közkamanlar, Kökserek karakterleri üzerinden bir toplumsal duyarlılık oluşturulmuştur. Manas destanında geçen ve asimilasyona karşı uyarı içeren üç karakteri aşağıdaki linklerden okuyalım

Mankurt karakterini mankurtlaşma da okulların fonksiyonuna vurguyu kapsayan özeti

https://bilgiyelpazesi.com/egitim_ogretim/kitap_ozetleri/roman_ozetleri/gun_olur_asra_bedel_romaninin_ozeti.asp

Kökserek karakteri

https://bilig.yesevi.edu.tr/yonetim/icerik/makaleler/3570-published.pdf

                Közkamanlar Karakteri

https://www.academia.edu/36249718/ko_zkamanl%C4%B1k_pdf

 

NAAT-1- ARINIŞ (Yok Olasıya)

Ey Resul!

Bilimsel bilgi epistemolojisine tezat

Pedagojik formasyon almamış

Eğitim psikolojisi duymamış

Seni

Ümmi bir ananın yüreğinden

Öğrendim

 

Ey Resul!

Daha doğmadan

Annemin salâvatlarıyla tanıdım

Kulağıma okunan ilk salayla,

Gördüğüm; Işık

Duyduğum; adın

Aydınlık Sensin

Sensin Aydınlatıcım

 

Ey Resul!

Bebeksi huzursuzlukla

Ağlarken kundakta

Ninemin ninnileriyle

Belleğime yerleştin

Huzur veriyor ismin

Mesajın Moral Değerim

Efendim

 

Ey Resul!

Dilim döndü

İlk kelimem tabii ki Allah

İlk cümlem Sensin

Rabbe yaranasıya

Rol modelimsin

Esin kaynağımsın

Yol gösteren

Yine Sensin

 

Ey Resul!

En saf

En sade imanla

Sana öykündüm

Babaannemin öğüdüsün

Evden çıkarken

Önce sağ ayağını atmışsın

Daha emeklerken

Hayranlarındanım

 

Sünnetin;

Saç modelin

Damak tadın

Giyim Kuşamın

Mimari

Sanat

Estetik

Hâsılı; Tüm Söz, fiil, tavır ve düşünüşünle

Tarzın; Tarzım

Değişmez Modamsın

 

Ey Rasul!

Daha çocukken

Henüz bir yaşında

İlk anlamlı seslerim şu

Allah

Cici

Babaannemin öğrettiği gibi

Bebeklerin dilinde ki

Cici Sensin

 

Ey Rasul!

Henüz ergenliğe girerken

Senin öğretilerinle gusletmişim

Baliğ olmamış

Çocukların özendiği

Örnek Model Sen

Kök kültürümsün

 

Ey Rasul!

Bilimsel bilgi metodundan

Nasuh bir tövbeyle

İçtinap ediyor

Rasyonel akıl değil

Duygusal Akıl ile

Kocakarı imanıyla

Sana Yöneliyorum

 

Ey Resul!

Sayısal sözel dersler

Modernist lisanslarla

Mankurt edilmişlikten sıyrılıp

Okula gitmeden

Edinimle edindiğim

Evde Eğitimle

Seni Arıyorum

 

Eya! Ahmed!

Ceddin Adem'e verilen

Kelimelerimizi çaldılar

Negatif ya da pozitif anlam

Yükleyip bana geri verdiler

Özgün Anlamıyla

Yakaramıyorum

 

Hartdiske dönmüş beynim

Robota dönüşmüş bedenim

Programlandığım üzereyim

Senden değil

Senin Rabb'ından dileğim

Ya Rab

Beni

İstediğin gibi yap

 

Modern Kuramlara gücüm yetmiyor

Modern kavramlarla dilim dönmüyor

Madem bu Robot tamir olmuyor

Ey Cebbar

Ey Kahhar

Bari Kahr'ın ile Lutfet



Bu yazı 457 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI